Küresel Ticarette Korumacı Politikalar Büyümeyi Engelliyor*-Mayıs 2018
|
|
|
Küresel
ekonomide “Korumacı Politikalar”ın gündeme gelmesi, büyümenin sürmesine ve
yatırımların gelişmekte olan ülkelere yapılmasına engel olarak gösteriliyor. Ekonomi
uzmanları, özellikle ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının küresel büyümeye
önemli ölçüde zarar vereceğini belirtiyorlar. Uzun vadede bu anlaşmazlığın
devam etmesi; tüketicilerin daha az harcamasına, şirketlerin yatırım yapmamasına,
Tüketici Güveni’nin düşmesine yol açacaktır. Bu durum da küresel büyüme politikası
için olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Olumlu haber ABD Hazine Bakanı Steven
Mnuchin’in, 20 Mayıs günü yaptığı açıklamada "Çin'le ticaret savaşını
beklemeye alıyoruz." demesiyle geldi. Çin ve ABD arasında bir hafta süren
ticaret toplantıları sonunda Çin, aradaki ticaret dengesizliğini azaltmak için
ABD'den daha çok mal ve hizmet alma sözü verirken iki ülke karşılıklı olarak
açıklamış oldukları ek gümrük vergilerini durdurma kararı aldı. ABD ile Çin
arasındaki ticaret savaşında “şimdilik” yapılan ateşkes ilanı, dolarda küresel
bazda yükselişe neden oldu.
Dünya
Ticaret Örgütü (DTÖ) Küresel Ticaretin Görünümü konusunda yayımladığı raporda,
2017 yılında yüzde 4,7 oranında büyüyen mal ticaretinin 2018 yılında da güçlü
bir şekilde büyümeye devam edeceği öngörüsünde bulundu. Küresel yatırım harcamalarında
gerçekleşen artış, ticaretle bağlantılı olduğu gibi emtia fiyatlarında da artışa
neden oldu. DTÖ yaptığı değerlendirmede, 2018 yılına ait beklentinin
uluslararası ticaretin işlem hacminin yüzde 4,4 oranında büyümesi yönünde olduğunu
belirtti. Örgütün; ticarette bu büyümeyi, piyasa döviz kuru üzerinden küresel
gayri safi yurt içi hâsılanın (GSYİH)
yüzde 3,2 büyüme olarak öngördüğü,
2019 yılında ise uluslararası ticaretin azalarak yüzde 4’lük ılımlı bir
büyümeyi beklediğini anlıyoruz. Bütün bunların yani 2008 küresel ekonomik krizi
sırasında görülen ortalama yüzde 3’ün üzerindeki büyümenin, küresel ekonomi
için sağlıklı ve olumlu bir gelişme olduğu ifade ediliyor.
Rapor,
bu olumlu beklentiye rağmen ticarette tırmandığı görülen gerginliklerin, ticari
güveni ve yatırım kararlarını etkileyerek büyüme eğilimini rayından çıkarması
olasılığına da yer vermektedir. Ticareti kısıtlamaya yönelik uygulamaların
denetlenemeyecek bir boyuta ulaşması halinde bu olumlu gelişmenin de
baltalanacağı bunun da istihdama olumsuz etkisi olacağı kaydedilmektedir.
Raporda
risklerin artışı:
•
Ülkelerin kısıtlayıcı ticaret politikalarına yönelmelerinin tüketiciler ve iş
çevrelerinde
yarattığı
belirsizliklere ilave olarak gerginliklerin tırmanması ve ülkelerin misillemede
bulunması,
•
Merkez Bankalarının parasal kısıtlamalarının döviz kurları ve sermaye hareketlerini
olumsuz
etkilemesi,
•
Boyutları henüz tam belirlenememekle birlikte jeopolitik gerginliklerin ve
siber
saldırıların
hizmet sektöründe olumsuzluk yaratması olasılığı ile açıklanmaktadır.
Diğer
taraftan, yapısal reformlar ve genişlemeci mali politikalar sonucu ekonomik
büyümenin güçlenmesi halinde uluslararası ticaretin kısa sürede hız kazanacağı
da kaydedilmektedir. |
Dünyadan Ekonomik Veriler…
ü Avrupa
Birliği (AB) Komisyonu'nun bahar dönemi 2018 "Avrupa Ekonomik
Tahminleri" raporunda, küresel büyümenin 2018 ve 2019'da yüzde 3,9
seviyesinde gerçekleşmesi öngörüldü. Euro Bölgesi ve AB’nde ekonomik büyüme,
ilk çeyrekte hız keserek yüzde 0,4 seviyesinde gerçekleşti. Büyüme hızının bir
önceki çeyreğe kıyasla yani yüzde 0,7’e göre yavaşladığı gözlemlendi.
ü Resmi
verilere göre dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi olan Japonya ekonomisi, bu
yılın ilk çeyreğinde küçüldü ve ülkenin 1980'lerden bu yana yakaladığı en uzun
ekonomik büyüme dönemi olan iki yıllık büyüme süreci sona erdi. Japonya yıllık
bazda yüzde 0,6'lık bir küçülme yaşadı. Bazı ekonomi uzmanları, küresel düzeyde
elektronik ürünlere azalan talebin bu küçülmede rolü olduğunu söylerken
bazıları da ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşının küresel düzeyde işleri
yavaşlattığını belirtiyorlar.
ü Çin
ekonomisinin ise imalat sanayine dayanan büyüme modelinden hizmetler sektörüne
dayanan büyüme modeline geçişi küresel ekonomik dengeleri etkilemesi açısından
dikkatle izleniyor. Çin’de imalat sanayi verileri Nisan ayı sonunda yatay
seyrederken yeni siparişlerde gözlenen düşüşler, yükselen stok bilgisiyle
birleşince önümüzdeki dönemde Çin ekonomisinin güç kaybedeceği öngörüsüne neden
oluyor.
ü Rusya
Ekonomik Kalkınma Bakanlığı, Rusya ekonomisinin 2018 büyüme tahminlerini,
beklenenin altında kalan ekonomik göstergeler nedeniyle aşağı yönlü revize
etmeyi planladıklarını söyledi. Rus
ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 1,3 büyürken, kalifiye
çalışan bulma, ABD’nin Rusya’ya yönelik uygulamaya koyduğu son yaptırımlar ve
ödemeler dengesi gibi sorunlar çözülmezse yüzde 1’in altında büyümesi
bekleniyor. |
|
|
Ekonomik Krize Çare -
Girişimci Üniversite Modeli
Küresel
piyasalarda döviz kurlarındaki son aylarda yaşanan hareketlenmeler, 2008
yılındaki küresel ekonomik krizin bugüne yansımasıdır. O dönem piyasalardaki
durgunluğun önünü açmak için bol miktarda para süren gelişmiş ülkelerin merkez
bankaları, küresel yatırımcıların bizim gibi gelişmekte olan ülkelere yollar, köprüler,
barajlar ve devasa yatırımlar yapmalarında etkili oldular. Gelişmiş ülkelerde
parayı ucuz ve bollaştıran merkez bankaları, derin durgunluğa çare olsun diye
basılan bol ve ucuz dövizleri, gelişen ülkelere akıttı ve geleceğimizi borçlandıran
“sahte cennetler” yarattı. O zamanlar coşkuyla gelen, kabul gören bu yatırımlar
şimdilerde yine aynı merkez bankalarının parasal sıkılaşmaya gitmesi
neticesinde gelişmekte olan ülkelerden hızla çıkıyorlar. ABD’de faizlerin
yükseltilecek olması piyasadan para çekileceği anlamına geliyor. Kredi
maliyetlerimiz artıyor, yabancı yatırımlar azalıyor ve dövizdeki artışlar
enerjiden hammaddeye her türlü kaleme yansıyor. Buna ilave olarak artan petrol
fiyatları enerji maliyetimizin daha da artmasına neden oluyor. Türkiye gibi
gelişmekte olan ülkelerin bu maliyetleri azaltması, orta gelir tuzağından
kurtulması için yapısal reformların hızlandırılması gibi çeşitli yollar vardır.
Bunların yanı sıra özellikle genç bir nüfusa sahip olan ülkemizde gençlerimizin
daha üniversite hatta lise yıllarında girişimciliğe yönelmesi, inovasyon ve Ar-Ge
çalışmalarına önem verilmesi, akademisyenlerin buluşların, icatların
ticarileşmesinde ön ayak olması, firmalaşmaya gidilmesi gibi konular ön plana
çıkıyor. “Girişimci Üniversite” modeli olarak adlandırılan bu eğitim sistemi
hakkındaki yazımızı derginin ilerleyen sayfalarında bulabilirsiniz. |
Türkiye Ekonomi Verileri
AB
Komisyonu'nun bahar dönemi 2018 "Avrupa Ekonomik Tahminleri"
raporunda, Türkiye ekonomisinin 2018 sonunda yüzde 4,7 büyümesi, 2019 sonunda
ise yüzde 4,2 seviyesinde büyüme kaydetmesinin beklendiği belirtildi. Talebi
yönlendiren güçlü kamu teşvikleri ve dış talep faktörlerinin yerini özel
tüketime bıraktığı ifade edildi. Türkiye'de enflasyonun 2018 yılı sonunda yüzde
10,9, 2019 sonunda ise yüzde 9'a inmesinin öngörüldüğü kaydedilen raporda, cari
açığın GSYH'ye oranının bu yılın sonunda yüzde 6, 2019 sonunda ise yüzde 5,6
seviyesinde gerçekleşmesi öngörüldü. AB’nde çıkma kararı alan (Brexit) İngiltere
ise Türkiye ile arasında yeni ve kapsamlı bir serbest ticaret anlaşmasının
imzalanması konusunda istekli davranıyor. Türkiye ve İngiltere arasındaki ticaretin
son 3 yılda yüzde 15 arttığı belirtildi.
Turizmde
2018 yılının ilk çeyreğinde bütün yılların rekorunu kıran Türkiye, yüzde 34,88'lik
artışla 5 milyon 128 bin 406 yabancı ziyaretçiyi ağırladı. Kültür ve Turizm
Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, yılın ilk çeyreğinde Türkiye'ye en çok
ziyaretçi gönderen ülke İran oldu. İran'dan gelen ziyaretçi sayısı yüzde 14,4'lük
artışla 738 bin 246 oldu. İran'ı yüzde 9,27 artış ve 475 bin 452 turist ile
Gürcistan, yüzde 8,13 artış ve 416 bin 802 turist ile Almanya takip etti. Bu
yıl 40 milyona yakın turist gelmesi ve geçen yılın 26,5 milyar dolarlık turizm
gelirinin de 32 milyar dolara çıkması bekleniyor. Avrupa kruvaziyer pazarının da
gözde ülkesi haline gelen Türkiye'ye son 5 yılda 5 bin 284 gemiyle 6 milyon 855
bin ziyaretçi geldi. Kuşadası, İstanbul, İzmir, Bodrum, Marmaris ve Antalya, gemilerin
sıkça uğradığı limanlar arasında yerini aldı.
Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı’nca yapılan açıklamaya göre, nisan ayında dış ticaret
açığı yüzde 32,83 artarak 6,65 milyar dolar seviyesine yükseldi. Açıklamada,
ithalatın yüzde 15,42 artış kaydederek 20 milyar 531 milyon dolar seviyesine
yükseldiği, ihracatımızın tüm nisan ayları içinde en yüksek seviyeye ulaştığı,
2018 yılı Nisan ayında ihracatın geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8,59
artarak, 13 milyar 879 milyon dolar olduğu belirtildi. “İhracatımız son 12
aylık dönemde bir önceki yıla göre yüzde 10,2 oranında artış ile 161 milyar 395
milyon dolar seviyesine yükseldi. 2018 yılı Ocak-Nisan döneminde ise bir önceki
yılın aynı dönemine göre ihracatımız yüzde 8,9 artarak 55 milyar 64 milyon
dolar oldu" denildi.
Nisan
ayında yüzde 1,5 artması beklenen TÜFE'de yüzde 1,87 artış yaşandı. Yıllık
enflasyon yüzde 10,85'e, çekirdek enflasyon ise yüzde 12,24'e yükseldi. Kasım
2017'de yüzde 12,98'e çıkan yıllık enflasyon hızı Mart'ta yüzde 10,23'e
gerilemişti. Dövizdeki hareketlenmeler nedeniyle ulaştırma ve hammadde
giderlerinde yukarı yönlü artışlar, Nisan ayı enflasyonunun yükselmesinde önemli
oldu.
TÜİK
verilerine göre işsizlik oranı, şubat döneminde yüzde 10,6'ya geriledi. İşsizlik
geçen yılın aynı dönemine göre 2 puan düşerken, bir önceki ocak ayına göre de
0,2 puan gerilemiş oldu.
Ülkemizde
özellikle son dönemde yaşanan dövizdeki hareketlenmeye ve orta gelir tuzağından
uzaklaşmaya, işsizliğe çare olacak uygulamalar; para politikasının sıkılaştırılması,
yapısal reformların iş piyasasında esnekliği arttırmaya yönelik olması, yabancı
yatırımcıya güven ortamı yaratılması ve katma değer yaratan ürünlere,
teknolojiye ağırlık verilmesidir. Türkiye ekonomisi bunlar sayesinde arzuladığı
sürdürülebilir büyümeye kavuşacaktır.
*Bu
makale TSE Standard, Ekonomik ve Teknik Dergisi Mayıs 2018 sayısında
yayınlanmıştır.
|
|
|
|
|
|
|